"..... ALLAH size güçlük çıkartmak istemez, Ancak O sizi Tertemiz / Ak pak/Arı duru kılmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, Umulurki şükredersiniz "

25 Eylül 2010 Cumartesi

SU KRİSTALLERİNİN ve MÜZİĞİN SIRLARI



Japon Bilim Adamı Prof.Dr.Masaru EMOTO içinde 70’ten fazla kristal resmi bulunan Su Kristalleri adlı kitabında “Su cansız bir madde değil; canlı ve duyguları algılayan kristallerden oluşmaktadır. Su çevresinden pozitif ve negatif bilgileri alır ve ona göre tepki verir.” diyor. Prof. Emoto’ nun suyun biyo-fizikî özelliklerini araştırarak ortaya koyduğu gerçekler, yeni bir döneme kapı açacak gibi.

http://www.its.caltech.edu/~atomic/snowcrystals/
kar kristalleri ile ilgili bir site
Get great snowflake gifts at Snowflake Books or the Snowflake Store!
How many different types of snowflakes are there? See the Guide to Snowflakes.



Prof.Dr.Masaru EMOTO, üç yıl kadar önce mikroskopla yaptığı araştırmalarda, donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında çok değişik şekillerde reaksiyon gösterdiğini keşfetti. Bu araştırmalara göre su kristalleri, dış çevre tesirlerinin yanı sıra, müzik, söz ve kavramlara da tepki veriyor.

Emoto on iki yıl süren çalışmaları ve yaptığı on binlerce deney neticesinde, suyun sadece iyi ve kötü bilgileri, müzik ve sözleri değil, hisleri ve şuuru da kaydettiğini ortaya çıkardı.


Çekilen Kristal fotoğraflarında suyun verdiği mesaj çok açık; sevgi ve minnettarlık gibi duygular fıtrat tarafından tasvip görmüştür. Yani sevgi ve minnettarlık, fıtratın özüdür. Su, ne kadar sevgi, duygu ve ahenk dolu söz ve mûsikî ile karşılaşırsa; altıgen kristal yapısı da o kadar güzel ve düzgün olmaktadır. Meselâ çekilen fotoğrafların birinde suyun yanında “şeytan” denildiğinde, kristaller kaotik (düzensiz) bir biçime girerken, diğerinde de güzel sözlerle dua edildiğinde, suda, berrak ve estetik yapısı ile mükemmel bir altıgen ortaya çıkıyor. Emoto, bu çalışmalarıyla görünmeyen bir ruh aleminin varlığına işaret ediyor.

See how you too can take pictures like this at Photographing Snow
Why do snow crystals grow this way? Check out the Snowflake Primer or Frequently Asked Questions.


Emoto, araştırmalarıyla suyun sadece hafızasının ve bilgi taşıyıcı özelliğinin olmadığını, aynı zamanda kâinatın dilini ve gerçek sevgi titreşimini de yansıttığını ispatlamaktadır. Mesalâ iki kavanozun içine haşlanmış pirinç konuyor. Birine teşekkür diğerine aptal yazılıyor. Bir ay boyunca bu sözler bu şişelere söyleniyor. Netice çok enteresan: “APTAL” denen kavanozun içindeki pirinçler siyahlaşıyor ve kavanozdan çok kötü koku çıkıyor. Diğerinde ise; pirinç beyaz kalıp, hoş bir koku yayılıyor. Bu da gösteriyor ki, kötü sözler, su ve pirincin üzerinde tesirli oluyor. Öyleyse Allah’ın nimet ve ihsanlarına karşı, zikir, fikir ve şükür vesilemizi hiç unutmamamız gerekiyor.Bilhassa Bismillahirrahmanirrahim ile Elhamdülillah hiç unutulmamalıdır.


Heavy-****l müzik ve küfür sözlerinin aksettiği suyun kristal yapısı, yapılan deneylerde tamamen parçalanıp dağılarak eski kristal formları binlerce parçaya bölünüyor. Vücudumuzun %70 gibi büyük bir kısmı sudan oluşması gerçeği de, bizim, diğer insanların ve tabiatla olan münasebetlerimize dikkat etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Vücudumuz ses ve titreşimler için harika bir iletkendir. Biz sadece kulaklarımızla değil, her bir hücremizle bu titreşimleri duyuyoruz. Her türlü karmaşa ve gürültü, bizi strese sokar, morlaimizi bozar ve ümitsizliğe sevk eder. Neticede bunlar bağışıklık sistemimizi zayıflatır. 90 desibelden daha yüksek frekanstaki sesler, strese ve işitme kaybına yol açmaktadır. Dr.Pierce J. HOWARD, çok yüksek titreşimli müziğin, alkol ve uyuşturucu gibi, şuura tesir edip bize uyuşukluk verdiğini, sonrasında bizde bağımlılık yaptığını belirtmektedir.
Support snowflake photography -- buy a Snowflake Book or visit the Snowflake Store!
How were these pictures taken? Check out Photographing Snow.


Deney tam olarak şu şekilde uygulanıyor:

- Su, cam şişeye alınır
- Kelimeler, resimler ve farklı türde müzikler suya bir süre uygulanır
- Su, 5cm çapında birçok deney kabına alınır
- -25 °C`de dondurulur
- 3 saat donmuş halde bekletildikten sonra ısınmasına izin verilir
- Mikroskopla gözlenir ve fotoğraflanır

Bu işlemler sonucunda elde edilen fotoğraflar gerçekten ilginç. "Teşekkür ederim", "seni seviyorum" gibi cümlelere maruz kalan suyun kristallerinde göze hoş görünen çeşitli simetrik yapılar oluştururken "senden nefret ediyorum", "seni öldüreceğim" gibi cümleler uygulanan suyun kristallerinde ise düzensiz bir yapı gözleniyor. Beethoven veya Bach dinletilen su ile heavy ****l müzik dinletilen su arasındaki fark da benzer şekilde. Resimler herşeyi anlatıyor.

Beni filmi izlerken en fazla etkileyen cümlelerden biri şuydu: "Eğer düşünceler suya bunu yapabiliyorsa kendi düşüncelerimizin bize neler yapabileceğini hayal edin".
Prof.Emoto suların herşeye tepki verdiğini keşfetmiş ve buna okadar kapılmışki web sitesinde Tüm sulara ''seni seviyorum teşekkürler''kampanyası başlatmış.
Bu kampanyayı ,suların ve herşeyin Yaratıcısına ve meleklere yönlendirmesini dilerdim.



merhaba benim kalbim dediğinde verdiği tepki


bu suyada mozart dinletimiş..


suya biz seni seviyoruz dediğinde oluşan kristal



suya biz sana teşekkür ediyoruz dediğimizde verdiği tepki


Tüm resmi görmek için tıklayın



Adolph Hitler



Mother Teresa


Dr. MASARU EMOTO ve SU KRİSTALLERİ MUCİZESİ


Su! Üzerinde yaşadığımız dünyanın büyük bir bölümü sudan oluşmuştur, aynen bizim bedenlerimiz gibi.

Ancak, öncü bir Japon araştırmacının su ile ilgili olan fotoğraflarla doküman haline getirilmiş şaşırtıcı keşfini öğrenene kadar biz su hakkında çok az şey biliyorduk. Bu keşif bize bilmediklerimizi öğretti ve üzerinde yaşadığımız dünyanın en kıymetli kaynağı ile ilgili olarak yeni bir şuur seviyesine ulaşmamızı sağladı.

Dr.Masaru Emoto 1943 yılında Japonya da doğdu uluslarası ilişkiler ağırlıklı olarak aldığı üniversite eğitiminden sonra ikinci bir üniversite eğitim aldı ve Alternatif Tıp Doktoru oldu. Su kristalleri fotoğraflarını ‘’Suyun Verdiği Mesajlar’’ isimli iki kitabında yayınladı ve bu kitaplar tüm dünyada 400 bin adet sattı.

Dr.Emoto’nun su araştırmasını bu kadar popüler kılan nokta ise onun bu araştırma ile ispat ettiği düşünce ve duyguların fizik realiteyi etkilediği gerçeğidir. Aynı yerden alınan su örneklerine yazılı ve sözlü kelimelerle veya müzikle değişik niyetler, düşünceler yönlendirildiği, odaklanıldığı zaman ‘’su kendi ifadesini değiştimektedir’’.

Temel olarak Dr.Emoto suyun ifadelerini yakalamayı başarmıştır. Geliştirdiği teknikte çok soğuk bir odanın içinde son derece güçlü bir mikroskop ve çok yüksek hızlı bir fotoğraf çekim şekli uygulamıştır. Bu teknikle henüz oluşmuş donmuş su kristallerini fotoğraflamıştır. Ancak, değişik bölgelerden alınmış su örneklerinin hepsi kristalize olamamaktadır. Örneğin, çok kirli nehirlerden alına su örnekleri sadece suyun içinde bulunduğu hali, durumuu gösterirler.

Dr.Masaru Emoto donmuş suda oluşan kristallerin kendilerine belirli düşünceler yoğun olarak yönlendirildiğinde değişiklik gösterdiğini keşfetmiştir (düşüncenin şekline göre su kristalleri değişiklik gösterir).

Yapılan deneyler sonucunda çok temiz kaynaklardan gelen su örneklerinin ve kendilerine sevgi dolu sözcükler söylenen su örneklerinin aynen kar tanelerinin modeline benzeyen çok parlak, yoğun motifli, simetrik ve çok renkli desenler oluşturdukları görülmüştür.

Buna karşılık çevre kirliliğinin çok olduğu bölgelerden gelen su örnekleri veya negativ düşüncelere maruz bırakılan su örnekleri ise koyu renkli, asimetrik ve tamamlanmamış motifler oluşturmuşlardır.

Bu araştırmanın ve keşiflerin sonuçları bizim üzerinde yaşadığımız dünyayı ve kendi sağlığımızı nasıl positiv olarak etkileyebileceğimizi göstermiş ve devrim niteliğinde şuursal bir farkındalık yaratmıştır.

Dünyanın her tarafından konferanslar vermek üzere davet edilen Dr.Emoto Japonya, Avrupa ve Amerika da canlı deneyler yapmış ve düşüncelerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın çevre üzerinde ne kadar derin etkileri olduğunu göstermiştir.

Bu konu ile ilgili olarak Amerikan Holistik Tıp Derneği Başkanı ve aralarında ‘’Kutsal Şifacılık’’ isimli kitabı da olan 295 yayını olan Dr.Norman Shealy şu yorumu yapmıştır:

‘’Dünyanın yarısı sularla kaplıdır ve bizim vücudumuzun dörtte üçü de sudur. Su, bizim içinde yaşadığımız dördüncü boyutla ruhumuzun beşinci boyutu arasındai bağlantıyı temsil eder. Bundan evvel pek çok çalışma, şifacıların hidrojen birleştirmeleri veya suyun infrared ışınları emmesi ile ilgili gözle görünmeyen etkilerini meydan çıkartmıştır. Ancak, bu çalışmaların hiçbirisi Dr.Emoto nun zarif çalışması ile boy ölçüşemez. Düşünce ve güzelliğin etkisi bundan evvel bu kadar iyi bir şeklide hiç anlatılamamıştı.’’

Naturally Well mecmuasının editörü olan Marcus Laux ise şöyle bir yorum yapmıştır ‘’Galile, Newton ve Einstein gibi Dr. Emoto’nun net vizyonu bize hem kendimizi hemde evreni farklı bir şekilde algılamayı göstermiştir. Burada bilim ve ruh birleşerek bizim dünyayı algılayışımızla ilgili inkar edilemeyecek bir kuantum sıçraması yapmış, sağlığımızı kazanarak nasıl huzur yaratabileceğimizi göstermiştir.’’

Bütün bunlara ek olarak şimdilerde yeni bir çalışma yapan Dr.Emoto bunu Islam dünyasına hediye edeceğini bildirmiştir. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi su örneklerinin üzerine yazılmakta ve oluşturdukları su kristali fotoğraflanmaktadır. Buna örnek olarak ‘’Adl ve Muksit’’ isminin yazılmış olduğu suyun oluşturduğu kristalin resmi Dr.Emoto’nun web sayfasında yayınlanmaktadır.

Kaynaklar: Dr. Emoto web sayfası www.masaru-emoto.net/english/entop.html
www.whatthebleep.com

Dr. EMOTO ve HADO FELSEFESİ

www.hado.com’dan derlenmiştir

Araştırmacı Dr.Masaru Emoto Tokyo da bulunan Hado Enstitüsünün başkanıdır. ‘’Hado’’ fenomeni ile ilgili yazdığı pek çok kitap vardır. Japonca da bu kelimeyi meydana getiren iki hece ‘’dalga’’ ve ‘’hareket’’ anlamına gelmektedir.

Aşağıda ki tanım ise Dr.Emoto tarafından yapılmıştır ve suyun tabiatı ile ilgili olarak pek çok keşif yapmasına vesile olmuştur.

Dr. Emato ya göre Hado tüm maddede atomik seviyede görülen titreşim desenine verile isimdir ve bunun temeli de insan şuurudur.

Yıllar geçtikçe ve Dr. Emoto nun teorisi kabul gördükçe Hado anlayışıda bütün Japonya da yaygınlaştı. Öyle ki bu kelime günlük konuşma dilinin bir parçası oldu. ‘’Buranın hado su çok düşük haydi gelin buradan ayrılalım’’. ‘’Gelin çevremizin Hado sunu değiştirelim.’’ İşte bu tip konuşma şekilleri özellikle Emoto’nun devrim yaratan su kristalleri ile ilgili çektiği fotoğrafların yayınlanmasından sonra Japonya da çok yaygınlaşmıştır.

Ancak, resimleri sadece kristalize olmuş bir su molekülü olarak düşünmemek lazımdır. Dr.Emoto yu Hado fenomeninin öncüsü yapan şey onun DÜŞÜNCE VE DUYGULARIN FİZİK REALİTEYİ ETKİLEDİĞİNİ İSPAT ETMİŞ OLMASIDIR.

Yazılan ve söylenen kelimelerle değişik hado=titreşimler meydana getirmekte ve hatta müzik dinletildiği zaman da su ‘’ifadesini değiştirmektedir.’’

Örneğin insan şükran duygusunu ifade edince bu hemen suya yansımaktadır.

Bu konu ile ilgili sıkça sorulan sorulara ve cevaplarına aşağıda yer verdik:-

Soru: Su kristali bize ne anlatıyor?

Cevap: Su kristalleri meydana gelen titreşimlerin deseni ve görüntüleridir. Genelde positiv titreşimler güzel bir şekilde oluşmuş su kristalleri meydana getirirler ve kristalizasyon oranı negative titreşimlerin meydana getirdiklerinden daha fazladır.

Soru: Su kristalleri neden çeşitli kelimeler ve onların manalarına bağlı olarak değişiklik gösteriyorlar.?

Cevap: Bütün lisanlar tabiatın titreşimlerinden meydana gelir. Ebeveynlerimiz ve öğretmenlerimizden tarafından eğitildikten sonra biz tabiatın lisanını konuşmaya başlarız. Ancak, biz küçük yaşlarda onların konuştuğu lisanı nasıl öğrenebildik? Muazzam büyüklükteki tabiatın titreşimi bizi bu sorunun cevabına yönlendirebilir. Positive titreşimler güzel sözleri yarattı ve negativ titreşimler ise negativ kelimeler yarattı. Bu evrenin en temel prensibidir.

Soru: Şayet suya önce negative bir söz olan ‘’beni rahatsız ediyorsun’’ söylenip ardından tekrar ‘’Sevgiler ve teşekkürler’’ gibi bir ifade söylenirse su gene güzel kristaller oluşturabilirmi?

Cevap:Evet, oluşturabilir. Özellikle ‘’Sevgiler ve teşekkürler’’ gibi bir kelime yaptığımız araştırmalara göre en güzel su kristalini oluşturmuştur.

Soru: Hangi tip su insanlara en uygun olanıdır?

Cevap: Birlikte kendinizi en rahat hissettiğiniz su. Kendinizi su ile yanyana koymaya çalışın. Öyle ki, biz su çeşitleriniz arasından seçim yapabilir ve kendimize en uygun olanını bulabiliriz. Suyu aynen bir erkeği veya kadını sevdiğimiz gibi sevmeliyiz.

Soru: ‘’Suyun verdiği Mesajlar’’ isimli kitabınızda delillerle sabit olan bir fotğraf kolleksiyonu var. Bundan da şu sonuca varabiliriz; hayvanlar, bitkiler, insanlar, organik veya inorganik herşey, kısacası tüm varlık birbirleri ile olan ilişkilerinde muhteşem bir ahenk içindedirler. Diğer taraftan inanıyorumki aynı deneyi tekrar tekrar yapmakta sonuçların aynı veya farklı olup olmadığını görmek açısından büyük fayda var.

Cevap: Evrenin sürekli bir akış içinde olduğu söyleniyor. Bu dakika bir sonraki dakikada burada olamaz. Bu bağlamda su kristalleri de aynı sonucu vereceklerdir, ancak deney yapılan ortam aynı kalırsa beklediğimiz gibi aynı sonuçları alırız. Bu yüzden kelime deneyleri için el yazısı değilde basılmış harfler kullanıyoruz. Tabii daha kapsamlı bir görüş bildirmek için daha fazla deney yapmamız gerekiyor.

Soru: şayet DNA ve insan dokusunun ve virüslerin kelimelere reaksiyon verdiğini bilseydik bunu tedavi amaçlı kullanabilirmiydik?

Cevap: İnsan bedenin yapısı 42 octavdan meydana gelmiştir ve bu frekanslarla ifade edilebilir. Bu da demektirki hem bakteriler hem de mitokondri bu skalada yer alırlar. Şayet, biz, bunlara denk gelen uygun frekansları yayabilirsek o zaman bir iletişim imkanı doğabilir. Zaten şimdi de pek çok insan alternatif tıp uygulamalrı yapıyor, ama bu teori hakkında bilgileri yok. Zaten DNA ve virüslerin yüksek frekans seviyelerinde yer aldığını gördüğümüze göre bu konuda önemli olan şuurumuzu nasıl yönlendireceğimizdir frekansları konuşmaktansa.

Soru: Su da benlik veya rahatsızlık duygusu varmıdır?

Cevap: Sonuç olarak su da benlik veya rahatsızlık yoktur. Ancak, suyun misyonu bizim düşüncelerimizi veya önlerindeki herhangi birşeyi taşımak ve çok boyutlu bir nakliyeci olarak davranmaktır. Su, sürekli olarak verilen bilgileri kopyalar. Su kristali fotoğrafına baktığımızda ilk etapta suyun şuurlu olduğunu düşünürüz. Bu durumda su, projeksiyon yapan bir yansıtıcı ve ayna görevini yapan tek şeydir.

www.hado.com’dan derlenmiştir

İstanbul -09.09.2006
http://sufizmveinsan.com

Hiç yorum yok: