"..... ALLAH size güçlük çıkartmak istemez, Ancak O sizi Tertemiz / Ak pak/Arı duru kılmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, Umulurki şükredersiniz "

9 Ekim 2007 Salı

namazın manevi sırları (h.nurbaki)




ABDESTİN SIRLARI


Abdest kulun nefsine zor geleni yaparak kulluğunu ispatladığı başlangıç ibâdetidir. Nefs böylece gerek mânen meskenetten (uyuşukluk) sıyrılmayı, gerek bedenen dinçleşip silkinmeyi abdest ibadeti sayesinde kazanarak huzur-u ilâhiye hazır hale gelir. İşte bu ilk silkiniş ve ilâhi emre uyuş, Allah’ın çok hoşuna gittiği için abdest alana, peşin bir sağlık nimeti lütfeder.


Nitekim Cenab-ı Hak abdesti emreden ayetinin sonunda: "Abdest alın ki, size verdiğim nîmetleri tamamlıyayım" buyurmaktadır.



B) ABDESTİN MANEVÎ ETKİLERİ:


Abdest, önce maddi etkilerindeki gücü ile; idrak ve aklı en iyi çalışacak noktaya getirir. Daha sonra, bizzat kendi uzuvlarımızı yıkarken Allah'ın o uzuvlara ne büyük nîmetler verdiğini sezdirerek şükre ve hamde başlatır. Daha derinlerde mânânın hikmetleri başlar. Ağzımızı yıkarken, yalnız zikre hazır bir ibadet hazzını tadmaya başlarız.


Buy-u Muhammedî'yi (S.A.V.) duymak için yıkanıp arınan burun, hafızalara yeni bir zindelik hazırlamaktadır.


Yüzün yıkanması hannasların görüntüsünü çevremizden atar. Kulaklarımız yalnız ezanın ötelerden gelen sedasına hazır hale gelir.


El ve ayaklar kişisel iradenin (küçük iradenin) temsilcisi olarak, tüm yanlışlardan arınarak külli iradeye teslim sırrına ermiştir.


İşte bu hazırlık kalbin mânasında, gönülde yeni bir mâna dolaşımı yaratır ki: vücudun her zerresi ilâhi seyre hazır hale gelir.


Ancak bu sayededir ki, Buy-u Muhammedî (S.A.V.) Nur-u Muhammedî sezilecek ve de ilâhi huzurda evrenlerin seyri mümkün olacaktır.


Bu manevî dolaşım, namazın ufkunda mîraç içinde bir manevi cereyandır.


Nefs, bu manevî cereyan karşısında tamamen arınmış, özellikle yüz, ağız, burun, ağız, kulak yıkanması ile hannâs kapısı kapanmıştır. Eller ve ayaklar yıkanırken, onların mahşerde şahâdet edeceklerini nefs hatırlayarak, tam mânasıyla teslim olur, gurur ve ihtirastan arınır. Şu sayede Fâtiha sırrına hazır hale gelir.


Onk. Dr. Haluk Nurbaki Damla Yayınevi


Hiç yorum yok: