Şöyle bir düşündüğünüzde, canınız sıkılınca ne yaparsınız?
Hemen herkes farklı şeyler yapar. Kimi dışarı çıkar dolaşır, kimi en yakın arkadaşını arar, kimi sigarasını yakar, kimi alkol alır, kimi eline ne geçirdiyse sağa sola atar, kimisi de yumruğunu bir yerlere vurur.
Önce kirlenmeden bahsetmek istiyorum. Sanırım olayı kategorik olarak ifade etmek için biyolojik kirlenme ve psikolojik kirlenmeden bahsetmek gerek.
Biyolojik (Fiziksel) Kirlenme: Herkes tarafından çokça bahsedildiği için fiziksel kirliliğe değinmek istemiyorum.
Psikolojik Kirlenme: Stres katsayısının yüksek olduğu zamanlarda, vücut metabolizmasındaki asit baz dengesi, adrenalin oranı bozulur. Bu durumlarda kişinin kendisine, çevresine, kurumuna, topluma zarar verme ihtimali hayli yüksektir. Bu anlarda bu kişiler kendisi için, çevresi ve toplum için bir risk faktörüdür ve eksi dışsallık oluşturur.
Biyolojik, Biyoenerjik ve Psikolojik Arınma:
Genel fiziksel arınma banyo yaparak sağlanılabilir. Bir kişinin fiziksel olarak en kısa yoldan temizlenme arınma yöntemi olarak, ellerin, ayakların, kolların, yüzün, boynun başın yıkanmasıdır. Bu arınma öyle bir arınma olmalıdır ki, hem hızlı hem de etkin olsun.
Yüce yaratıcı insanoğlunu en iyi bilen varlık olduğundan en etkin arınma olarak namaz abdestini salık vermiştir. Bu açıdan abdestin biyoenerjik ve psikolojik arınma açısından bir çok faydaları bulunmaktadır. Bunları üç beş maddede toparlamak gerekirse şunlar söylenebilir:
- Eller, yüzler, kollar, baş, boyun ve ayakların yıkanması ve bu fiziksel temizlenme ile kişi psikolojik olarak arındığını düşünmektedir. Bu da onu mutlu etmektedir.
- Abdestle, biyoenerjik arınmada ve psikolojik arınmada en etkili noktalar yıkanmaktadır. Ki bu noktalar, en çok dışa açık uzuvlarımız olan ellerimizdir. Kollarla birlikte ellerimiz bütün dışsal enerjinin toplandığı ve yayıldığı organlarımızdır. Dokunma ile yapılacak enerji transferinin nötürlenmesini gerçekleştirmiş oluruz.
Gözlerimizin ve kulaklarımızın da üzerinde bulunduğu yüzümüz ise, tam anlamıyla dışa dönük noktalardır. Bu uzvumuzla gerçekleştirdiğimiz görme, duyma tatma duyularımızı yıkayarak nötürleştirmiş oluruz.
Kulaklar dışarıdan gelen frekansları algılayan ve de gözlerlimizle birlikte dışarıya frekans yayan organlarımızdır. Aynı zamanda, bu uzuvlarımızla uzun mesafeli enerji aktarımı gerçekleştiririz.
- Başımızın üstünün ıslak ellerimizle gezdirilmesi ise, saçlarımızda kalan olumsuz enerjinin nötürlenmesidir. Başın meshedilmesi (ıslak elle sıvazlanması) normalde dinsel bir gereklilik açısından dörtte bir kısmı yeterlidir. Ancak, imkanlar ölçüsünden bu ıslak sıvazlamanın bütün bir kafaya uygulanması çok daha iyi sonuç verecektir.
- Boynumuzun ellerimizin tersiyle sıvazlanması ise, bilinçaltımızı oluşturan beynimize giden kanı taşıyan şah damarımızın geçtiği yerin negatif enerjilerden uzaklaştırılması anlamına gelmektedir.
- Ayaklarımız ise, dünya zeminine göre dik duran bir vücudun yere temasını sağlayan uzuvlarımızdır. Ayaklarımız bütün bir vücudumuzun negatif enerjisini üzerinde biriktirirler. Bu nedenle çoğu psikologlar, nörologlar, sağlıklı bir yaşam için arada bir çıplak ayakla toprak üzerinde yürümeyi önerirler.
Biz abdestte çıplak ayakla yerde yürüyerek enerji nötürlenmesi yapmak yerine, ayaklarımızı yıkayarak tümden negatif enerjileri suyla akıtmış oluyoruz. Ki bu çok daha kısa ve garantili bir çözüm olmaktadır.
İşte bütün bu biyolojik, biyoenerjik ve psikolojik arınma seansından sonra, tertemiz yüzde yüz nötürlenmiş bir bünye ile, organik bünyenin zaman ve mekan tüneli olan namaza başlamış oluyoruz.
Bir çok parfümeri dükkanında üçten fazla parfüm denemesinin ardından bizlere bir kase kahve koklatılır. Kahve koklayarak daha önceki koklamış olduğumuz kokuları nötürlemiş oluruz ve yeni kokular deneyebiliriz. İşte abdest tıpkı parfümeri dükkanında bize uzatılan bir kase kahve gibidir.
İster namaz için olsun ister sağlık için, isterse psikolojik gerekçeyle olsun herkese günde en azından iki kez abdest almalarını öneriyorum. Namaz için abdest alanlar zaten gereği kadar bu işi yaparlar. Namaz amacı dışında fiziksel, ruhsal açıdan rahatlamak için abdest alanlara sabah evden çıkmadan önce ve akşam eve gelir gelmez abdest almalarını öneririm. Böylece, evden çıkarken alınan abdestle nötürlenerek topluma pozitif olarak katılırlar. Toplumdan eve döndüklerinde ise, eve girişte alınan abdest ile, toplumun eksi dışsallıklarını evlerine taşımamış olurlar.
Abdest, hem dinsel ve ibadetle alakalı bir eylem, hem de sağlıklı yaşam açısından gerekli olan bir eylemdir. Hangi açıdan ele alırsanız alın, bütün bu yazdığım gerekçeler nedeniyle günde en az iki kez abdest almanızı öneririm.
Esen kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder